Mother! Blu-ray İncelemesi

Film

Yılın en heyecan ile beklediğim filmlerinden biri Mother! sonunda blu-ray olarak piyasaya çıktı ve tozlu rafıma ekleme ve izleme şansı buldum. Trailer’ı izlediğim anda yine çarpıcı ve diken üstünde bir film seyrini garantiliyordu. Öyle de oldu. Aronofsky’nin de diskin ekstralarında verdiği röportajda dediği gibi doğal bir ortamda başlayan film gitgide doğalüstü olmaya başlıyor ve bir yerden sonra soluumuzu kesiyor adeta. Yalnız Aronofsky Mother!’da ne anlatmak istediği hakkında en ufak bir ipucu vermekten kaçınıyor. Filmle ilgili detaylara gelmeden önce bir kaç Blu-ray diskin ambalajını açtıktan sonra kapağın altından çıkan gayet sade ve üzerinde o güzel el yazısı ile karşınıza çıkan disk görsel olarak insanı daha baştan büyülüyor. Diski blu-ray oynatıcınıza koyduğunuzda karşınıza çıkan menü ve arkadaki resim, ki bu Mother!’ın afişlerinden biri (yukarıdaki resimde sol alt köşedeki), bir an bana Rosemary’s Baby filminin afişini anımsattı. Yanılıyor muyum acaba deyip nette aratma ihtiyacı duydum, yok yanılmıyorum, gayette anımsatıyor. Belki bir gönderme, belki sadece bir tesadüf. Bilmiyorum, siz ne düşünüyorsunuz ?

Film alevler ile başlayıp, yanan bir evin tekrar yenilenmesi adeta bir teybin başa sarması ile başlıyor, ki bu, artık bir çok filmden alıştığımız şekilde, filmin sonunun bu görüntülere bağlanacağını işaret ediyor. Jeniffer Lawrence ve şair kocası Javier Bardem’in yenilediği kocaman ev, yaşadığımız zamanda neredeyse hiç rastlanamayacak şekilde bir arazinin içerisinde bulunuyor, evin etrafında ne bir araba var, ne de bir yol, tamamen izole, doğa ile içiçe sakin bir ev. Bu sakinlik ile başlayan film, her an bir gürültü kopacakmış hissi ile izleyicide merak uyandırarak devam ediyor. Eve nasıl ulaştıklarını anlayamadığımız misafirler ile evde tansiyon yükselmeye ve sakin hayat hareketlenmeye başlıyor, tempo sürekli artıyor. İşte Aronofsky’nin bahsettiği doğaldan doğaüstüne geçiş bu aşamada oluyor ve adeta insanlık tarihini evin içerisinde yaşıyorsunuz. Bu son cümle yine ekstralarda film ile ilgili sarfedilen cümlelerden biri.

<SPOILER İÇERİR>

Yazımı burada bölüp spoiler verecek şekilde devam etmek istiyorum. İnsanlık tarihi benzetmesi filmin ekstralarından bir alıntı demiştim. Halbuki film gözümüzün içerisine dinsel pek çok sembolü ve olayı sokarak bambaşka bir olayı anlatıyor. Ev sahibi Javier Bardem’i hristiyan inancında tanrı, Jeniffer Lawrence’ı toprak ana, Eve gelen ilk misafir Adem, eşini Havva, Bardem’in odasındaki kristal elma olarak görselleştirilmiş. Kristal kırıldıktan sonra Adem ile Havva odadan kovuluyor, sonrasında misafirleri sevişirken görüyoruz. Ardından ilk oğul Habil, sonrasında kıskanç oğul Kabil eve geliyor. Ve Kabil Habil’i öldürüyor. Sonrasında Jeniffer’in hamile kalması, Bardem’in kitabını bitirmesi, kitabın büyük bir infial yaratması ve hayranların eve akın etmesi. Adeta bir dinin doğuşu gibi. Hayranlar arasındaki ayrılıklar, kutuplaşmalar, kavgalar. Bebeğin doğuşu ile rahatlayacağız ümidi varken hazin sona doğru ilerliyoruz. Bebeğin hayranlar tarafından katledilmesi hikayenin gidişatına göre tahmini zor bir sahne değil açıkçası, ama bu kadar vahşice bir kurgu ancak bir kaç yönetmen tarafından yapılabilirdi sanırım, Aronofsky de bundandan biri. Sonrasında yaşanan Lawrence’ın linç edilmesi sahneleri, adeta Tanrı’nın oğlunun gördüğü eziyetler ve çarmıha gerilişi gibi dini olayları anımsatıyor.

</SPOILER İÇERİR>

Filmde pek çok sembol var, kimilerini internetteki incelemelerde okuyabiliyorsunuz, kimileri ise muamma. Film kesinlikle birden fazla defa izlenmeyi hakediyor, ve insanda bu hissi de uyandırıyor. Başta Jeniffer Lawrence olmak üzere tüm oyuncular çok iyi oynamışlar. Şahsen ben, film çekilirken Aronofsky ile beraber olan Lawrence’dan böyle bir performans beklemezdim açıkçası.

Son olarak ufak iki detay daha, youtube’da izlediğim bir Aronofsky röportajında Aronofsky’e filmin ne hakkında olduğu, ipucu vermesi isteniyor. O da ısrarlı sorular karşısında filmin sonundaki credits kısmına bakın diyor. Araştırmacı gazetecilik sizin için araştırdı, aradı taradı, ve sonuç aşağıda, Javier Bardem Him olarak yani Tanrı benzetmesi ile isimlendirilmiş, diğer tüm karakterlerin isimleri küçük harf ile başlıyor.

Ekstralar

Bu film için daha fazla ektra olmalıydı. Daha fazla yorum ve kamera arkası olmalıydı. Ama maalesef, tatmin etmeyecek bir fotoğraf albümü bile yok. Ekstra olarak 30dk’lık bir kamera arkası, makyaj ve efektler için hazırlanmış 6dk’lık bir videodan ibaret. Neyseki bu iki videoda gayet güzel. Özellikle filmin geçtiği sekizgen kafatası benzetmesi yapılan evin yapısı, filmde kullanılan maketler, Aronofsky’nin ev hakkındaki yorumlarını izliyorsunuz. Dış çekimlerin olduğu ilk yarıda Kanadadaki bir arazide inşa edilen sekizgen evi ve araziyi görüyoruz. Sonrasındaki karanlık iç çekimlere geçilince stüdyoda oluşturulany yeni kopyasını ve iç çekimleri izliyoruz. Belkide filmin gizemini bozmamak ya da izleyiciyi film hakkında yönlendirmemek için daha fazla materyal koymak istemediler.

Yazımıza filmin kapanış müziği ve credits ile son verelim. Yeni bir yazıda görüşmek üzere.

“Mother! Blu-ray İncelemesi” üzerine 2 yorum

dincerm için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir